“XI. yüzyıldan itibaren, Oğuz Türkleri kendi ağız özelliklerini Anadolu’da bir yazı dili hâline getirmeye başlamışlardır. Klasik Osmanlıca denilen döneme kadar, pek çok Oğuz boyu ağız yazı dili için mücadele etmiş; sonuçta İstanbul ağzı, Anadolu Türklerinin edebî yazı dili hâline gelmiştir. Bununla beraber, günümüze kadar, yazı dilimizin yanında muhtelif ağızların özellikleri de devam edegelmiştir. Ne yazık ki, son yıllardaki nüfus hareketleri, büyük şehirlere göç, okullaşmanın yaygınlaşması ve televizyon gibi iletişim araçları sebebiyle, bölge ağızları kaybolmaya yüz tutmuştur.” (Gülsevin, 2010: 157). Bu yüzden henüz ele alınmamış Türkiye Türkçesi ağızları üzerinde araştırma ve incelemelerin bir an önce yapılması, Türkoloji alanı için son derece önemlidir. Türkçenin iyi anlaşılabilmesi ve gelecek nesillere iyi bir şekilde aktarılabilmesi için sadece yazı dilimizi bilmemiz yeterli değildir. Ayrıca onunla aynı kökene dayanan yerel konuşma biçimleri olan ağızlarımızı da iyi bilmemiz gerekmektedir. Bunu da Türkiye Türkçesi ağızlarının bilimsel olarak incelenmesiyle gerçekleştirebiliriz. İşte, bu düşüncelerle Yenişarbademli ağzı üzerinde çalışmaya karar verildi. Bu kararı almamızda Yenişarbademli ağzı üzerinde hâlihazırda bilimsel düzeyde ciddi bir çalışmanın yapılmamış olması en önemli etken oldu. Bu makalede, Türkiye Türkçesi ağızlarına katkı sunmak amacıyla hazırlanmakta olan Yenişarbademli Ağzı (Giriş-İnceleme-Metin-Dizin) adlı yüksek lisans tezinden hareketle, ölçünlü dilde görülmeyip yöre ağzında tespit ettiğimiz ünlüler üzerinde durulacaktır.
“Beginning from the 11th century, the Oghuz Turks started to become a written language in Anatolia with their dialect features. Until the period called Classical Ottoman, many Oghuz tribes struggled for dialect written language; As a result, the dialect of Istanbul has become the literary language of Anatolian Turks. However, until today, the features of various dialects have continued as well as our written language. Unfortunately, regional dialects are on the verge of disappearing due to population movements in recent years, migration to big cities, widespread schooling and communication tools such as television.” (Gülsevin, 2010: 157). For this reason, it is extremely important for the field of Turcology to conduct research and examinations on Türkiye Turkish dialects that have not been addressed yet. It is not enough to know only our written language in order for Turkish to be well understood and transferred to future generations. In addition, we need to know our dialects, which are local forms of speech based on the same origin. We can do this by scientifically examining the dialects of Türkiye Turkish. With these considerations, it was decided to work on the Yenişarbademli dialect. The most important factor in our decision was the fact that no serious scientific study has been carried out on the Yenişarbademli dialect. In this article, we will focus on the vowels we have identified in the dialect of the region, which are not seen in the standard language, based on the Master's thesis called Yenişarbademli Dialect (Introduction-Review-Texts-Directory), which is being prepared to contribute to the dialects of Turkish.