“ÇÖL HASAN İLE GÜL SAFYA” HİKÂYESİNİN EPİZOT TAHLİLİ VE MOTİF YAPISI

Author:

Year-Number: 2023-2
Yayımlanma Tarihi: 2023-12-12 00:22:12.0
Language : Türkçe
Konu : Türk Halk Bilimi
Number of pages: 99-117
Mendeley EndNote Alıntı Yap

Abstract

Halk hikâyeleri kültürün aktarıcısı olarak âşıklık geleneğinin sürdürülebilirliğine katkı sağlayan bir anlatı türüdür. Sadece kültür aktarıcısı değil aynı zamanda Türkçe söz varlığının çeşitlenip yaşatılması, gerçeğe yakın olaylar işlemesi sebebiyle okuyuculara veyahut dinleyicilere güçlü iletilerinin olması ve Türk edebiyatı halk anlatıları içinde nazım ve nesri bir arada kullanarak iki türü harmanlaması gibi niteliklere sahiptir. Bütün bu özellikler halk hikâyelerini ayrı bir araştırma-inceleme alanı yapar. Söz konusu hikâyeler anonim olarak kayda geçebileceği gibi bir âşık tarafından da meydana getirilebilir. Halk hikâyelerini inceleme noktasında pek çok araştırmacı çeşitli fikirler öne sürmüştür. Genel kabul; epizotlarına ve motiflerine göre olmak üzere iki şekildedir.

Âşıklığın (halk ozanları, saz şairleri) kökeni belirli farklılıklar dâhilinde Şamanist döneme kadar uzanır. Birtakım ritüellerin gerçekleştirilmesinden belirli fikirlerin yayılması sürecine kadar ozanlar sahada icra halindelerdi. Asırlar içinde evrilerek yerini koruyan âşıklığın tam manasıyla zirveye ulaşması 19. yüzyılda olmuştur. Teknolojik araçların gelişmesine ve çağa paralel olarak âşıklık geleneği zayıflasa da hâlâ geleneği yaşatma mücadelesi veren âşıkların varlığı umut vericidir.

Eğitimli bir âşık olan Âşık Selahattin Dündar bu geleneğin yaşayan bir temsilcisidir. İlgili aşığın kaleme aldığı “Çöl Hasan ile Gül Safya Hikâyesi” şekil özellikleri, dil-anlatımı, şiirleri ile birlikte epizotlarına ve motiflerine göre incelenecektir. Epizotların tespitinde Ali Berat Alptekin’in verdiği sıralama takip edileceği gibi farklı epizotların varlığı da sorgulanacaktır. Aşığın kendisinden derlenen söz konusu hikâyenin genel çerçevede gelenek içindeki yeri tespit edilecektir.

Keywords

Abstract

Folk stories are a type of narrative that contributes to the sustainability of the minstrel tradition as the transmitter of culture. It is not only a transmitter of culture, but also has qualities such as diversifying and keeping the Turkish vocabulary alive, having strong messages to readers or listeners because it deals with events that are close to reality and blending the two genres by using verse and prose together in Turkish literature folk narratives. All these features make folk tales a separate field of research and study. The stories in question can be recorded anonymously or created by a minstrel. Many researchers have put forward various ideas when it comes to examining folk tales. General acceptance; There are two types according to their episodes and motifs.

The origin of minstrelsy (folk bards, instrumental poets) dates back to the Shamanist period, with certain differences. From performing certain rituals to disseminating certain ideas, bards were performing in the field. Minstrelsy, which has evolved and maintained its place over the centuries, reached its peak in the 19th century. Although the tradition of minstrelsy has weakened in parallel with the development of technological tools and the age, the existence of minstrels who still struggle to keep the tradition alive is hopeful.

Minstrel Selahattin Dundar, an educated minstrel, is a living representative of this tradition. "The Story of Col Hasan and Gul Safya", written by the relevant minstrel, will be examined according to its formal features, language-expression, poems, as well as its episodes and motifs. In determining the episodes, the order given by Ali Berat Alptekin will be followed and the existence of different episodes will also be questioned. The place of the story in question, compiled from the lower himself will be determined in the tradition in the general framework.

Keywords